12 Ekim 2009 Pazartesi

silly silly saliva

mutsuzluğun ziyaret etmeyi sevdiği mekânlar

banyo: bir sinema klişesi bu, bayağı da doğru olanlarından biri bence. sıcak su üstünden akıp giderken banyodaki ayna gibi aklın da buğulanır, düşüncelerin nemlenir, ağlayasın gelir.

kahvaltı masası: mutsuzluk hayvanının en acımasız ziyaretleri niyeyse daima yemek sırasında olur, özellikle de kahvaltıda. lokmaları yutamazsın çünkü kelimeler vardır boğazında, yolu tıkıyordur. ama konuşamazsın çünkü güzel bi şeydir kahvaltı, konuşursan mahvedersin, mahvetmek istemezsin, kimse mahvetmeni istemez.. yemeyerek yeterince ayıpsın. büzüşüp kal öyle orada.

balkon: akşamsa, şehir istanbul'sa, her yer ışıksa, arabaysa, insansa ve sen balkonda oksijen avındaysan.. birden gözler, kulaklar, ruh kamaşır. ne içeri girebilirsin, ne dışarı uçabilirsin. sıkışıp kaldığın bu yeri mutsuzluk kaplar, oksijen biter.

ayna karşısı: favori mutsuzluğum. anlatmaya gerek bile yok, rutin, gündelik, olağan.

yol: taksinin arka koltuğunda, şoförün paslarını dışarı atıp yol manzarasıyla baş başa kaldığında, tek başına otlayan sıska bir at görürsün, havalanan bir poşet, refuja yerleşmiş bir ayyaş, vanının penceresinden kültablasını boşaltan bir salak, belki de timsaha benzeyen bir bulut.. fark etmez... mutsuzluk gelir bunlardan biriyle.

bir de mutsuzluğundan o kadar da emin olamadığım bir şey var. mtv açıksa ve mustafa sandal varsa.. herhangi bir şarkısı, herhangi bir klibi.. izliyorsun ya hani bi de.. işte çok zavallı bir an o.

1 yorum:

nese dedi ki...

bazen de bir rüyanın tam orta yerinde gelir mutsuzluk. görülmekte olan rüyanın bütün kurgusu güzel güzel ilerlemekte iken birşeyler olur. Ne olduğunu bilmenin imkansızlığının yanı sıra içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüşen hikayenin absürdlüğü bütün savunma sistemlerini altüst eder. Zaten bütün zavallılığın ile bilincinin en alt köşelerinde lay lay lom gezinmektesindir. Bazen rüyada olduğunu bilir zorla uyandırırsın kendini, bazen de mutsuzluğun en alt duvarlarına çarpıncaya kadar çırpınırsın rüyanın içinde ki işte o geceler pek fena gecelerdir.