9 Ekim 2009 Cuma

mum

ben bu alıntıyı sözlükte okudum. keşke doğrudan oruç aruoba'dan okusaydım, bugün bir anda karşıma çıksaydı ve.. bilmiyorum ne değişirdi...

"bir mum yaktığında, bir süreç başlatırsın - ama yürüyüşü senin elinde olmayan bir süreçtir bu; artık, kendi oluşma biçimini izleyecek, senin elinde olmadan da, zaman içinde, varması gereken noktaya varacaktır.

mum, önce, bir noktaya kadar, kendi doluluğu içinde, güçlü güçlü yanar; ama yanışında belirli dengesizlikler oluşunca (ki, kaçınılmazca oluşur bunlar), çeperini delip, eriyik maddesini dışarı akıtıp, fitilini yakıp küçülterek, söneyazar - önlem düşünürsün: alır, kenarlarını düzeltir, bir madeni kutunun kabını ters çevirip, içine koyarsın - ama, boşunadır bu da : çünkü kendi süreci içerisinde oluşturduğu dengesizlikler sürmektedir - çeperleri tam düz değildir; içine koyduğun kabın belirli bir eğimi vardır - gene, akar dışarı, eriyik madde: kabın içinde yayılır; kap ısınır; dibine varmış fitil, artık, her türlü biçimini yitirmiş maddenin son kalıntıları içinde, ucu ucuna, yanıyordur - sönmesi yakın ve kaçınılmazdır.

şimdi yapabileceğin tek şey, kap içinde kalmış eriyik maddeyi bir kenarında biraraya getirip, muma benzer bir biçime sokarak, dibine dayanmış fitile biraz daha süre tanımaktır - ama artık bilerek: mumun, sönecektir.

elinden birşey gelmez - hep müdahele edersin; dersin, şöyle, suraya toplasam - şöyle, şu biçime soksam; şöyle, bir köşede, sürebileceği bir konum bulsam - şöyle... - boşunadır: madde tükenmeğe yüz tutmuş; güdük fitil de, dibine dayanmıştır.

ama sönmez bir türlü: fitil yok denecek kadar kısa; maddesi de, dikkatle belirli bir açıda tuttuğun kabın bir köşesinde, ancak küçük bir oyuk olarak kalmış; oysa alevi, eski canlılığından -sanki- hiçbir şey yitirmememiştir.

sönmez bir türlü - sen de, sonunda, gücünü toplayabildiğin bir anda, kendin üfleyip söndürürsün onu: mumun söner."

0 yorum: