21 Ocak 2008 Pazartesi

çalış...

çalış, dedi kendine. saat 4 olmuştu, yanında iki noktası ve iki sıfırıyla, çok çok karanlığıyla saat 4 gibiydi her şey zaten..

çalışırken kahve makinası açılmalı, iletişim kanalları kapatılmalı.. sanıyordu. (bu yazıyı da kendisinin yazdığını gizlemeye çalışıyor niyeyse) ama birkaç aydır bu sistem değişti. çünkü kahve kadar okur da sıcak tutuyor, uyanık tutuyor. gecenin köründe, busy'ye aldığın ve hiçbir mesajı cevaplamadığın msn'ine bir okuyandan bir şarkı linki geliyor... ve ne garip, üniversite sınavına hazırlanırken sabahladığın gecelerde annenin soyup getirdiği mandalidan aldığın tadı alıyosun o şarkıdan. çalıştığın için şefkat görüyorsun. ve diyorsun kendine; çalış. daha güzel olsun, en güzel olsun her şey, en gerçek, en hayalci, en sıcak, en hissettiğin gibi olsun.

güzel şarkı, gecenin dördü için en nefis hediye, kahve gibi bi şey... oyungezer'e başladığımızdan beri posta kutuma düşen nefis şarkılardan sonuncusu. teşekkürler sevgili, uykusuz, müzikli, şefkatli, sıcak her şey için.