22 Kasım 2010 Pazartesi

toolbox

"kimsin ki sen" diye sordu, tuhaf tuhaf bakıyordu suratıma. hazır değildim, bir sürü soruya cevap verebilirdim ama bunu gerçekten beklemiyordum. cevap olarak onun bakışını yapıştırdım suratıma, onun suratına, aramızdaki duvarlara, saçıma başıma.. yapış yapış olduk, artık her taraf "kim" olmanın tuhaf örtüleriyle kaplıydı, açık yeşilden yumuşacık dokunmuş örtüler...

bir zamandır dünyayla aramdaki bağı koparmak için ince bir battaniye yetiyor bana, çekiyorum kafama bu sıcak reddiyeyi, genellikle sızan ışığın aydınlatmaya yettiği bir kitabı da kucağıma yaslayıp öylece ayrılıyorum her şeyden. bu kadar kolay bir yaşamak bulduğum için herhalde, çok zamandır başka bir şey yapmıyorum dünyayla... vedalaşmak çok kolay, yokluğa karışmak hiç canın yanmadan, kafana cinler kaçmadan uyuyakalmak, rüyanda bir kitabın hikâyelerini okumaya devam etmek. bence bu da bir yaşamak.

0 yorum: