burada birikmiş "yayınlanmamış kayıtlar"ı da görünce emin oldum, baya kıdemli bir draftçıya dönüşmüşüm.. her şey yarım.. bitmemiş köşe yazılarından bir notepad'e kopyalanıp bırakılmış blog yorumlarına kadar her şey yarım.. "eli kalem tutan" olmanın o kalemin sapını ısırıp durmaktan daha fazlasını gerektirdiğini fark etsem artık keşke, kelimeleri çiğnemesem, yutmasam. ve de keşke şimdi biliyor olsam bu yazıyı böylece terk etmeyeceğimi...
niye yazdığını unutmakla ilgili bu. niçin yazıyodum ben? ne anlatıyodum bu kadar zamandır? bana ne öğretiyodu kendi cümlelerim, nelerden kurtarıyordu? kendini yalanlamak, gerçekliğini kaybetmek konusunda kelimeler de istisna değil, onların da iyice sefilleştiği zamanlar var işte.. sanki yeni fark etmişim gibi meseleyi buna bağlayayım bari. süper bir keşif yapmış olayım. olay olsun ki yazı yayınlansın. böylesi daha olayıma geliyor.
bu değildi... söylemek istediğim, ne kadar çok susmak istediğimdi.
2 yorum:
Ne güzel söylemişsin, bayıldım... Şimdilik bu kadar yazıyorum, sonra devam edicem.
yazı işte, napacan
Yorum Gönder