bütün şarkılar birbirine girmiş durumda.. isimleri, sözleri, melodileri, çağırdıkları, susturdukları ve diğerleri... omuzlarınla ruhun arasında bir hissediş farkı kalmayınca, elinin üstündeki bir çatlağa ya da saçının ucundaki kırıklara bakıp bunları birbirinden farksız mutsuzluk suretleri olarak görmeyi başarınca şarkılara da söyleyecek bir şey bırakmamış oluyorsun. mutlaka o yüzden yaşanıyor bu karışıklık, evet. ve bir şarkının da dediği gibi "it comes in waves".. bizim vakamızda "it"in kastettikleri çok farklı sadece. "this is what 'it' is..." diyen başka bi şarkıyla açıklanabilir bir it. it: "this mess we're in", tanımı da yapılabilir. ya da şemsiyemi verebileceğiniz itin ta kendisi de olabilir. "i'm a rain dog, too" çünkü.
böyle bir açıklık, böyle bir ferahlık içimdeki. her şey o kadar harika ki...
15 Ocak 2010 Cuma
12 Ocak 2010 Salı
kaydı yayınla / şimdi kaydet.. ya da tamam hadi kayıt listesine geri dön.. çünkü bu çok saçma
burada birikmiş "yayınlanmamış kayıtlar"ı da görünce emin oldum, baya kıdemli bir draftçıya dönüşmüşüm.. her şey yarım.. bitmemiş köşe yazılarından bir notepad'e kopyalanıp bırakılmış blog yorumlarına kadar her şey yarım.. "eli kalem tutan" olmanın o kalemin sapını ısırıp durmaktan daha fazlasını gerektirdiğini fark etsem artık keşke, kelimeleri çiğnemesem, yutmasam. ve de keşke şimdi biliyor olsam bu yazıyı böylece terk etmeyeceğimi...
niye yazdığını unutmakla ilgili bu. niçin yazıyodum ben? ne anlatıyodum bu kadar zamandır? bana ne öğretiyodu kendi cümlelerim, nelerden kurtarıyordu? kendini yalanlamak, gerçekliğini kaybetmek konusunda kelimeler de istisna değil, onların da iyice sefilleştiği zamanlar var işte.. sanki yeni fark etmişim gibi meseleyi buna bağlayayım bari. süper bir keşif yapmış olayım. olay olsun ki yazı yayınlansın. böylesi daha olayıma geliyor.
bu değildi... söylemek istediğim, ne kadar çok susmak istediğimdi.
niye yazdığını unutmakla ilgili bu. niçin yazıyodum ben? ne anlatıyodum bu kadar zamandır? bana ne öğretiyodu kendi cümlelerim, nelerden kurtarıyordu? kendini yalanlamak, gerçekliğini kaybetmek konusunda kelimeler de istisna değil, onların da iyice sefilleştiği zamanlar var işte.. sanki yeni fark etmişim gibi meseleyi buna bağlayayım bari. süper bir keşif yapmış olayım. olay olsun ki yazı yayınlansın. böylesi daha olayıma geliyor.
bu değildi... söylemek istediğim, ne kadar çok susmak istediğimdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)