ay yavaş yavaş küçülüyordu, rakı şişesi de öyle. o gece orada, giderek kararan mehtabın altında demlenen dört orta yaşlı, hayatlarının en renkli zamanlarına dokunmuş bir güzel insanı uğurluyodu kendi bildikleri yoldan.
önce "piya hakan"dı o, sonra peyote'nin ta kendisi oldu, bize güzel müzik dinlemeyi öğretenlerdendi, tanıdığım herkesin biraz aşık olduğu biriydi. ve öyle bir gitti ki, sanırım hepimiz ona biraz aşık kalacağız. hakan'ın hayatlarımızdaki yeri değişmeyecek, sadece ismi geçtiğinde çalan şarkılar daha hüzünlü olacak. peyote'den her çıkışımızda hâlâ "görüşürüz hakan" diyor olacağız.
15 haziran'da ay tutuldu, ya da bizim anlamak istediğimiz şekliyle, hakan ayın tepesine oturmuş sigarasını tüttürüyordu. ve bu gerçekten güzel bir manzaraydı.
20 Haziran 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)